Gazeteci –Yazar Gökçer Tahincioğlu, Sabahattin Ali cinayetiyle ilgili iddiaları doğrulayabilecek belgeleri açıkladığı “Sabahattin Ali’yi ben öldürdüm” kitabı üzerinden bizlerle birlikte olacak. Tahincioğlu, bu romanında yalnızca Sabahattin Ali’nin karanlık ölümünü değil, devletin faili meçhullerle örülü hafızasını da sorguluyor.
Tahincioğlu’nun romanında olduğu gibi, hakikatin bastırıldığı, adaletin sessiz kaldığı dönemleri edebiyatın tanıklığıyla yeniden hatırlayacağız. Devlet şiddetinin sürekliliğini, cezasızlık kültürünü ve Türkiye’nin karanlık tarihine kazınan faili meçhulleri konuşacağız.
Kurmaca ile gerçeğin iç içe geçtiği bir romandan yola çıkacağımız bu söyleşide, bir yandan Türkiye’nin karanlık hafızasına bakarken, diğer yandan Sabahattin Ali cinayetini aydınlatmaya çalışan bir yazarın, kendi hakikatini de aramasının, her durakta, her otelde, her gecede, her kentte cinayetin izleriyle birlikte kendinden ve hayatından eksik parçaları da bulmaya çalışmasının hikayesini dinleyeceğiz.
Gökçer Tahincioğlu kimdir?
1997’den 2018’e kadar Milliyet Gazetesi’nde yargı muhabirliği, Ankara Haber Müdürlüğü, köşe yazarlığı yaptı. Haber, yazı ve fotoğraflarıyla Musa Anter, Metin Göktepe, Abdi İpekçi gibi isimlerin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü ödüllerine layık görüldü. Bu Öğrencilere Bu İşi mi Öğrettiler? Öğrenci Muhalefeti ve Baskılar (2013, Kemal Göktaş’la birlikte), Beyaz Toros: Faili Belli Devlet Cinayetleri (2013) ve Devlet Dersi: Çocuk Hak ve İhlallerinde Cezasızlık Öyküleri (2016), Çünkü Umurumuzda adlı mesleki kitaplara imza attı. Yaralı Hafıza ve Kayıp Adalet adlı derleme kitapların editörlüğünü üstlendi. İlk romanı Mühür, 2018’de yayımlandı. 2020’de yayımlanan ikinci romanı Kiraz Ağacı ile Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazandı. Üçüncü romanı Sabahattin Ali’yi Ben Öldürdüm, Eylül 2023’te yayımlandı. 2018’den bu yana T24 Ankara Temsilcisi ve yayın koordinatörü olarak çalışıyor.


