“Hepimiz birgün mülteci olabiliriz”!
Son yıllarda sık sık birbirimize söylediğimiz bir cümle bu. Zira Türkiye bugün dünyada en çok mülteci barındıran ülke… Suriye, Irak, Libya, Ukrayna, Dağlık Karabağ, Gazze…çevre ülkelerde bazen Türkiyenin de dahil olduğu savaşlar ve çatışmalar kitlesel göçleri ateşliyor.
Neoliberal kapitalizm, küresel güney ile kuzey arasındaki eşitsizliği o kadar arttırdı ki dünyanın güneyindeki ülkelerde yoksulların göç etmekten başka yaşam umudu kalmadı. Küresel güneyin toplumsal yapıları ya çökmüş durumda ya da çok kırılgan.
Dünyanın güney kısmındaki ülkelerde, batılı ülkelerin koyduğu küresel ekonomik ve rekabet kuralları, o ülkedeki pek çok insanın normal bir hayat kurabilmesine imkân tanımıyor. Eskisi gibi tarlasını sürüp oradan elde ettiği gelirle hayatını geçiremiyor. Bahçesindeki iki zeytin ağacının ürünüyle hayatını idame ettiremiyor. Mecbur kalıp, daha varsıl Kuzeye doğru yola çıkıyor. Bütün bunların üstüne bir de çevre felaketlerinin ve iklim krizinin yarattığı zorunlu göç hareketi var.
Bugünkü konuğumuz 1980 asker darbesi sonrasında, ülkesinden göç etmek zorunda kalanlardan biri, hayatının bir kısmını mülteci olarak yaşamış olan müzikçi-yazar-şair-hukukçu Hüsnü Arkan .
70’li yılların başında dünyadaki acımasız neoliberal dönüşüme karşı yükselen toplumsal muhalefet, toplumcu şiirlere ve protest müziğin yükselişine olanak sağladı. Türkiye’de de sol siyaset yükselişteydi. Taa ki 1980 yılında, tank sesleri duyulana kadar…
12 Eylül askeri darbesiyle yapılmak istenen, sadece “Yeni Şarkı”yı söyleyenleri bastırmak değildi. En birincil görevi, kendi insanını yaratmaktı…
Köyden şehire göç 1960’lardan itibaren sanayileşen büyük şehirlere doğru yoğun biçimde başlamıştı. Bu göç dalgası, şehrin kenarlarında, gecekondu mahallelerini oluşturdu. Hiçbir altyapısı olmayan bu kenar mahallelerde yaşayan yoksul halk teselliyi Orhan Gencebay’da Müslüm Gürses’de, arabesk müzikte buluyordu.
1980 sonrası, bir tarafta arabeskleşen, “Batsın bu dünya” diyen yoksul halk kitleleri; diğer tarafta komünist şair Paul Eluard’ın 1942’de faşizme karşı direnirken yazdığı “Özgürlük” şiirini besteleyen Zülfü Livaneli ile “Ey Özgürlük” şarkısını söyleyen genç solcu öğrenciler vardı… 1983 yılında bestelenen bu şiir, o yıllarda çok şey ifade ediyordu. 2000’li yıllarda ise “Eyy Özgürlük” şarkısı telefon şirketlerinin, her yerde internete özgürce bağlanabilmesini anlatan, reklam şirketlerinin fon müziği haline gelmişti.
Neoliberalizm, hala bütün hızıyla toplumun tüm değerlerini aşındırmaya devam ediyor.
1980 yılında ülkesinden göç etmek zorunda kalan, şarkılarında, “Akıntıya karşı yolculuk”u anlatan sevgili Hüsnü Arkan ile
“Mülteci olmak”, “Neoliberalizm”, “Adaletsizlik” ve “Protest Müzik konularını tarihsel ve sınıfsal perspektifleri ile söyleşeceğiz
Hüsnü Arkan kimdir?
Şair ve yazar, müzisyen. 1958, Kınık, İzmir doğumlu. Bir süre Ankara Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisinde okuduktan sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 12 Eylül darbesi yüzünden 1989-97 arası Amsterdam’da yaşadı. Bir müzik topluluğu kurup Hollanda ve Avrupa’nın birçok kentinde çeşitli konserler verdi.
Ülkeye döndükten sonra Temmuz 1991’de “Bir Yalnızlık Ezgisi” isimli ilk solo albümünü yayımlayan Hüsnü Arkan, Emin İgüs’ten sonra 1993’te “İstavrit” albümüyle vokalist, söz yazarı ve besteci olarak Ezginin Günlüğü’ne katıldı. Nadir Göktürk ile birlikte 1993’ten bu yana çıkan Ezginin Günlüğü albümlerinin mimarlarından olan Arkan, aynı zamanda “Ölü Kelebeklerin Dansı”, “Menekşeler Atlar ve Oburlar”, “Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer”, “Uyku”, “Mino’nun Siyah Gülü”, “Hırsız ve Burjuva”, “Gülhisarlı Terziler” adlı yedi romanının yanında Hiçe Doğru ve “Naş” adlı iki şiir kitabı yayınladı.
Hüsnü Arkan 2015 yılında yayınladığı Hırsız ve Burjuva isimli kitabıyla 44. Orhan Kemal En İyi Roman ödülünün de sahibi oldu. 2010 yılında Ezginin Günlüğü grubundan ayrılan sanatçı, 13 Ocak 2011’de “Solo” isimli ikinci albümünü yayımladı.
İlk single çalışması olan 5 Mayıs’ı Ekim 2011’de piyasaya süren Hüsnü Arkan, 4 Mart 2013 tarihinde ise “Yalnız Değiliz” isimli üçüncü albümüyle adından söz ettirdi. Ekim 2015’de yayınlanan dördüncü solo albümü Kırık Hava ile beğeni toplayarak geniş kitlelere ulaşan Hüsnü Arkan, konserlerine de edebiyat çalışmalarına da ara vermeden devam ediyor.