Halkların Köprüsü Derneği Güzel Çarşamba Buluşmaları: Akbelen Direnişinden İzlenimler

Tanıyanı bileni tarafından çok sevilse de Türkiye’de ve hatta dünyanın başka yerlerinde pek çok insan için, tıpkı tüm diğer zulme uğrayanların adları gibi, bir gecede akıllara kazındı bu isim! “Akbelen nere ola, Akbelen’de ne ola?” sorularını sordurtanlar vardı. Çünkü; Akbelen için direnenlerin onurlu ve vazgeçmeyen çığlıklarında yükseldi ismi… Direniş’i geçirmeksizin Akbelen, Akbelen değil artık!

Yine de ismini bilmek yeter mi anlamaya? Bu ismi ona verenlerden dinleyip, duymaksızın nasıl anlarız ki? Akbelen’i savunmak yaşamı savunmanın neresine denk düşüyor? Peki bizlere ne düşüyor? Akbelen’den kervanla çıkıp yola İliç’e doğru gitmekteyken gönlümüz, yönümüzü bulup yolumuzu aydınlatmaya niyetle bu haftanın Güzel Çarşambası’nda, direnişi öznelerinden duyup görmek için buluşuyoruz.

Nejla Işık

Muğla Milas İkizköy’ün Ova mevkinde doğdu. Çocukluğu ve gençliği köyde tütün işleyerek ve tarlada toprakla uğraşarak, halı dokuyarak geçti. Evlendikten sonra aynı köyün, şimdi yok edilmeye çalışılan Işık Dere Mevkisi’nde yaşamaya başladı.

40 yıldır kömürün gölgesinde nefes almaya çalışan köyünün büyük bir kısmı, kâr uğruna kurban edildi. 5 yıldan bu yana geçmişini, geleceğini, anılarını ve doğasını korumak için çıktığı yolda İkizköy /Akbelen Mücadelesi’ni köylülerle ve yaşam savunucularıyla birlikte dünyaya duyuran Nejla Işık, kömürün bedelini çok ağır ödemek zorunda bırakılan insanlardan sadece birisi.

Tarım ve hayvancılık yapan Işık, kendisini ormanı, doğayı, içinde yaşayan tüm canlıları çok seven; yaşadığı yeri hem korumaya hem de güzelleştirmeye çalışan sıradan bir vatandaş olarak tanımlıyor. Akbelen Ormanı’nın, kömürden beslenen şirketlerin kârı uğruna yok edilmesine karşı devam eden direnişle özdeşleşen isimlerden olan Işık, 2020 yılında kurulan Kardok Derneği Başkanlığı’nı da yürütüyor. Ayrıca 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nde İkizköy Halkı, “muhtarımız Nejla Işık”tır dedi.

Arif Ali Cangı

1964 yılında Mersin’in Mut İlçesi, Yapıntı Köyü’nde doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Cangı, 1993 yılından beri İzmir’de avukatlık yapıyor. Bu süreç içinde profesyonel avukatlık mesleğinin yanı sıra insan hakları hukuku ve çevre hukuku alanında aktivist olarak çalışmalar yaptı, siyasal çalışmaların içinde yer aldı.

Bergama-Ovacık Altın Madeni ile başlayan “siyanür liçi yöntemiyle altın madeni işletmesi’ne karşı faaliyet gösteren İzmir-Bergama, Eşme, Sivrihisar, Havran/Küçükdere Elele Hareketi-üye, sözcülük görevi üstlendi. Bergama’da bulunan 1800 yıllık Allianoi Antik Sağlık Yurdu’nun baraj suları altında kalmasını önlemek, kazıların tamamlanması, yerinde korunması ve gereken restorasyonun yapılarak gelecek kuşaklara aktarılması konularında çalışmalar yapan Allianoi Girişim Grubu-üye, sözcülük görevi üstlendi. Ege Bölgesinde doğal ve kültürel değerlerin korunması için çalışmalar yapan demokratik kitle örgütleri, sivil toplum örgütleri ile bireysel katılımcıların oluşturduğu EGEÇEP Ege Çevre ve Kültür Platformu-üye, sözcülük görevi üstlendi

Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP)- İzmir İl Örgütü Yönetim Kurulu üyeliği, Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP)- İzmir İl Başkanlığı, 25 Kasım 2012’de kurulan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti-şimdiki adı Halkların Eşitlik ve Demokrasi partisi-DEM) kurucu eş sözcülüğü görevini üstlendi, şu anda DEM Parti’de siyasi çalışmalarını sürdürüyor.

Akkuyu Nükleer Santrali Projesine yönelik davaları ve Gaziemir’de ortaya çıkan nükleer atıklar ile Manisa/Köprübaşı ve Söke/Kisir’deki uranyum madeni kirliliği ile ilgili çalışmaları nedeniyle 2016 yılında “Nükleersiz Gelecek” ödülü aldı. Bireysel ve örgütlü olarak, doğal ve kültürel değerlerin, sağlıklı çevrede yaşama hakkının korunması alanındaki çalışmaları sürüyor.

Deniz Akkoç

1977 yılında İzmir’de doğan Deniz Akkoc, ilk, orta ve lise egitimini İzmir’de tamamladı. Özel sektörde 25 yıl işçi olarak çalışıp, emekliye ayrıldı. 6 yıldan beri Halkların Köprüsü Derneği’nde gönüllü olarak çalışıyor.

Bahadır Altan

1957’de Erzincan’da dünyaya gelen Bahadır Altan, 1978’de Hava Harp Okulu’ndan mezun oldu. 1992 yılına kadar Hava Kuvvetleri’nde F-4 uçaklarında test pilotluğu ve öğretmenlik yaptı. Siyasi görüşleri nedeniyle 1982 ve 1984’te iki kez gözaltına alındı. Yasadışı örgüt üyeliği iddiasıyla yargılandı ve beraat ederek görevine iade edildi.

Hava Kuvvetlerinden ayrıldıktan sonra Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksek Okulu’nda 6 yıl Uçuş Öğretmenliği yaparak sivil pilotlar yetiştirdi. THY ve Pegasus’ta kaptan ve öğretmen pilot olarak uçuşlar yaptı. Sendikal çalışmaları ve kamuoyu ile paylaştığı açıklamaları nedeniyle iki kez işini kaybetti. Bu sürede profesyonel sendikacılığa alternatif bir model olan Gökkuşağı Hareketini kurarak sendikal bürokrasiye karşı mücadele etti.

Çözüm Süreci ve sonrasında barış mücadelesinde aktif rol alan Bahadır Altan, iki dönem Barış Bloku’nun eş sözcülüğünü yürüttü. Airkule adlı havacılık sitesinde meslek alanında başlayan yazın hayatı politik yazılarla Yeni Yaşam Gazetesinde devam ediyor.

Kendisini “Eski savaş pilotu, şimdilerde barış, insan hakları ve ekoloji mücadelecisi” olarak tanımlayan Altan, bu ülkenin “ayrık otları”ndan bir liste yapılsa ilk akla gelecek olan isimlerindendir. Hakkında açılan dava ve soruşturmalara rağmen nerede bir hak mücadelesi varsa oradaki muhtemel yaşam ve hak savunucularından biri olan Altan, İHD ve ADAM DER’in aktif üyesi ve Akbelen Direnişi’nin bir parçası olarak faaliyetlerini sürdürüyor.