Bu söyleşide, yükselen otoriterlik ve kriz dönemlerinde ırkçılığın nasıl kitle siyasetine dönüştüğünü ve sosyalistlerin bu tablo karşısındaki sorumluluklarını ele alacağız. Türkiye’de neden ırkçılığı tartışmıyoruz, tartışamıyoruz? Irkçılık hakkında tartışma neden bu kadar az? Türkiye’de ırkçılığın olmadığı, varsa bile bunun tehlikeli, ama önemsiz addedilebilecek bir sapma, pek de güçlü olmayan, etkisiz bir politik hat olduğunu düşünmek neden bu kadar yaygın? Irkçılık neden üzerine pek düşünmediğimiz, hakkında derinleşmediğimiz bir husus? Çıkış noktamız bu sorular olacak. Göçmenlere, Kürtlere ve ötekileştirilen tüm halklara yönelik nefret siyasetinin karşısında emek eksenli, enternasyonalist bir hattın imkanlarını arayacağız.
Özgür Sevgi Göral kimdir?
Özgür Sevgi Göral, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Atatürk Enstitüsü’nde yüksek lisans yaptı, daha sonra Fransa’da EHESS ve Paris 8 Üniversitesi’nde doktora ve doktora sonrası araştırmalar yürüttü. Çalışmaları özellikle hukuk antropolojisi, zorunlu göç, kentsel dönüşüm, zorla kaybetmeler, vatandaşlık politikaları ve toplumsal hafıza etrafında şekillendi. Türkiye’de erken cumhuriyet dönemi çocuk politikalarından, 1990’larda yaşanan kitlesel zorla kaybetmelere kadar geniş bir yelpazede, devlet şiddetinin toplumsal bellekte bıraktığı izleri ve bu izlerin nasıl aktarıldığını inceliyor.
Göral’ın yazıları ve araştırmaları sadece akademik çevrelerle sınırlı kalmadı; aynı zamanda hakikat, adalet ve hafıza alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaptı, bu çerçevede raporlar, söyleşiler ve kamuya dönük metinler hazırladı. “Yaramız Derindir” adlı çalışması, hafıza sahasının sömürgecilik ve inkârla nasıl şekillendiğini tartışan önemli bir eserdir. Sıklıkla katıldığı panellerde ve yazılarında ırkçılığın Türkiye toplumundaki tarihsel köklerini, yüzleşme pratiklerini ve toplumsal barış için gerekli olan adalet arayışlarını gündeme getiriyor. Araştırmaları ve yazılarıyla hem akademik dünyada hem de toplumsal muhalefet alanında önemli bir referans noktası olarak öne çıkıyor.
Foti Benlisoy kimdir?
İstanbul doğumlu olan Benlisoy, eğitimini tarih ve sosyal teori ekseninde sürdürdü; akademik üretimleriyle birlikte uzun yıllardır sosyalist hareket içinde düşünsel katkılar sunuyor. Yazıları ve kitaplarında kapitalizm, ekolojik kriz, milliyetçilik, uluslararası sol hareketler ve Türkiye’nin politik tarihi üzerine yoğunlaşıyor. Solun güncel sınavlarını tarihsel bir perspektifle okuyan çalışmaları, yalnızca akademik tartışmalara değil, aynı zamanda güncel politik mücadelelere de dokunuyor.
Benlisoy’un en çok bilinen kitaplarından biri olan Kapitalist Kıyamet, kapitalizmin ekolojik krizi nasıl derinleştirdiğini ve bu krizin toplumsal mücadeleler açısından ne tür imkânlar sunduğunu tartışıyor. Bunun yanı sıra, sosyalist hareketin tarihini, özellikle de Türkiye’de ve dünyada işçi hareketlerinin ve devrimci dinamiklerin deneyimlerini ele alan yazıları çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı. Irkçılık, otoriterleşme ve neoliberal dönüşümler üzerine de önemli değerlendirmeler yapan Benlisoy, sosyalist hareketin bu konularla yüzleşmesinin yaşamsal önemini vurguluyor.
