Diktatörlük, aslına bakacak olursak, son derece eski bir kavram. Dolayısıyla arkasında uzun ve karmaşık bir geçmiş var. Geçirdiği dönüşümler, kullanıldığı çok farklı bağlamlar ve modern dünyada aldığı yeni anlamlar var. Söyleşide, bir yandan, diktatörlük kavramının bu uzun tarihinde kısa bir gezinti yapmayı deneyeceğiz. Ama diğer yandan da kavramın bugün Türkiye’de ve dünyada yaşanmakta olan siyasal dönüşüme ne ölçüde ışık tutabileceğini; bu dönüşümü anlamak ve açıklamak için bize ne tür imkanlar sunduğunu tartışacağız. Kavrama içkin olan “olağanüstü yetki” sorununa odaklanarak kendi yakın tarihimizi, sokağa çıkma yasaklarını ve “kalıcı olağanüstü hal” rejimini de konuşacağız.
Serdar Tekin kimdir?
1974 Ankara doğumlu. Akademik derecelerini felsefe tarihi ve siyaset teorisi alanlarında aldı. Kamuoyunda “Barış Bildirisi” olarak da bilinen “Bu suça ortak olmayacağız!” başlıklı bildiriyi imzaladığı için, öğretim üyesi olarak çalıştığı Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden 6 Ocak 2017’de 679 sayılı KHK ile ihraç edildi. “Founding Acts” (Kurucu Edimler) adlı kitabı 2016’da ABD’de, TİHV Akademi bünyesinde hazırladığı “Üniversitenin Olağanüstü Hâli” başlıklı çalışma ise 2019’da Türkiye’de yayımlandı. Halen Toplum ve Bilim dergisinin yayın kurulunda yer alıyor ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nda çalışıyor.